"HADİS DERSLERİ"NDEN İLGİNÇ AYRINTILAR ve RAMAZAN'A DAİR

  "Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."

(Bakara suresi 183.ayet meali)

Ramazanın gölgesi iyiden iyiye üzerimize düştü.Rabbim ömür verirse bir kaç gün sonra Ramazan'a kavuşacağız inşaAllah.

Ramazan, içinde büyük hikmetler barındırıyor.Gayretli olanlar için,manevi duygular her zamankinden daha yüksek seviyelere çıkıyor.Bu durum gün boyu aç kalmanın hikmetlerinden birisi.
"Ramazan'ın bedenin aç bırakılarak ihya edilmesinin nedeni,mü'minin akli ve bedeni melekelerini tahrik ve teşvik ederek Kur'an'ı anlama ve düşünme yeteneğini artırmaktır."(1)

Ama ne yazık ki Ramazan sanki oruç ayı değil de yeme içme ayı.İnsanlar,bu ayda marketlere,pazarlara,yeyip içmeye her zamankinden daha fazla rağbet gösteriyorlar.

Ne kadar az yemek onun tersi oranında o kadar çok maneviyat.
Şu sıralar okuyorum bölümünde gördüğünüz "Hadis Dersleri"ni okuyorum.Okudukça hayretler içerisinde kalıyorum.Her ne kadar hadis ilmi ile ilgili çok yabancı olduğum terimler,arapça kelimeler olmasından dolayı bazen anlamakta zorlandığım yerler olsa da bana verdikleri bunların yanında çok çok fazla...
Hadis imamlarının Hadislere olan rağbeti,yüzlerce hadis ezberlemeleri,bir hadis öğrenmek için,bir kelime hatta bir harf için binek hayvanlarından başka bineğin olmadığı o devirlerde kilometrelerce,günlerce yol katetmeleri...

Bazılarının kuvvetli hafızaları ile bir duyduklarını bir daha unutmadıklarından dolayı ve çarşı pazardan geçerken kulaklarına gereksiz sözler girmesin diye kulaklarını tıkayıp geçmeleri...
İmam Malik'in(r.a)üç günde bir tuvalete çıkacak şekilde yemek yemesi,Peygamberimiz'in(s.a.v)nasıl kavun yediğine dair bir rivayete rastlamadığı için hiç kavun yememesi,O'na(s.a.v)saygısından dolayı, yaşadığı Medine'de hiç ata binmemesi...

İmam Buhari'nin(r.a)küçük yaşlarda babasız kalıp annesinin terbiyesi altında büyüdüğü,yine o yaşlarda gözlerini kaybetmiş olması,annesinin,oğlunun gözleri görsün diye günlerce Allah'a yalvarıp sonra rüyasında Hz.İbrahim'i görmesi ve duasının kabul olduğunu bildirmesi,uyandığında oğlunun gözlerinin yeniden görüyor olması...Yine İmam Buhari'nin(r.a) ve annesinin duaları makbul yani mücabu'd da've  kimselerden olmaları...

Bir defasında İmam Buhari'nin(r.a)namazda büyük ızdıraplar çekmesi ve bu haline rağmen namazını bozmaması,namazdan sonra bu durumun açığa kavuşması, sebebinin namaz esnasında eşek arısının tam 17 yerinden sokmuş olması...

Bunları okudukça "acaba onlar başka bir dünyada mı yaşıyorlardı ?"diye düşünmeden edemiyorum.Onlarla gündüzlerimiz,gecelerimiz,ayımız,güneşimiz,havamız, suyumuz aynı ama bunlara bakışımız yaşayışımız çok farklı.

Abdullah ibn-i Mes'ud(r.a)anlatıyor:

"Bir sahabi,(akşam)evine geldiğinde hanımı ona önce şu iki suali sorardı:

-Bu gün Kur'an'dan kaç ayet nazil oldu?

-Allah Rasulü Hz.Muhammed(s.a.v)in hadislerinden kaç tanesini ezberledin?"(2) 

Bizim ise çoook daha önemli meşguliyetlerimiz var(!).
Çeşit çeşit yemekler yapmak,adeta yemek ve içmek için yaşamak,lüks içinde dertsiz tasasız yaşamak,iyi giyinmek için çaba harcamak,bunları hayatın vazgeçilmez gayesi yapmak.Geçici dünya hayatında, oturmak ve kullanmak  için lüks evler ve arabalar için Allah'ın şiddetle yasakladığı faizi bile hafife alıp bankadan kredi çekmek ve sonra faizli borcu ödemek için canla başla çalışmak .
Önemli(!) işlerimiz arasında internet kullanmak,televizyon dizileri ve futbol izlemek,takım tutmak,müzik dinlemek,dünyaya dair gereksiz ayrıntılara kafa yormak da var.Bunlar da çağdaşlığımızın göstergeleri(!)

Tabii bu kadar yoğun meşguliyetin arasında Kur'an'a,hadis'e, kitaba ne kadar yer kalır?

Beynimiz bu kadar gereksiz işlerle meşgulken hafızamız ve maneviyatımız nasıl kuvvetli olur?

Ramazan ayı bizim için bir ganimet hükmünde olmalı.Bu ramazan kendimize çeki düzen verelim ve bu halimiz Ramazandan sonra da devam etsin inşaAllah.
Kendimizi dünyadan ve dünyalıklardan sıyırmak için en başta yeme içme düşüncesini beynimizde son sıralara atalım.Ramazanda çok yeyip,kilo alma tezatına düşmeyelim,hatta Ramazanda her zamankinden daha az yeyip zayıflayalım.Ramazan'ın o bereketli güzel sofralarını kola gibi yahudiye hizmet eden,mazlum müslümanlar üzerine bomba ve füze olarak geri dönen, içinde haram maddeler bulundurma şüphesi olan zararlı içeceklerle kirletmeyelim.
"Ramazan zengin şişmanların bir diyet ayı,yoksul zayıflarınsa bir beslenme ayı değildir.Ramazan beslenme ve diyet festivali de değildir.Onu öyle takdim edip kutlayanlar,Ramazanın ruhuna ihanet edenlerdir."(3)
Kur'an'ı anlayarak okuyalım.Ramazan proğramları da dahil televizyon izlemeyelim,mümkün olduğunca dışarı çıkmayalım çünkü sokaklar Allah'a adeta meydan okunan,ahlaksızlığın,fuhşiyatın kol gezdiği yerler halini almış,caddeler,sokaklar,parklar,bahçeler,yanıbaşımızdaki balkonlar, zinaya davetiye çıkaran edepsiz kıyafetli kadınlarla kızlarla dolu.Bu görüntüler maneviyatı öldürüyor.

İnternetin başında zaman öldürmeyelim.İslami sözlerde içerse müzik dinlemeyelim.Bol bol Kur'an okuyup dinleyelim,Kur'an'ı ve sünneti,anlama ,öğrenme ve öğrendiklerimizi hayatımıza geçirme gayretinde olalım. Beynimiz,gönlümüz Kur'anla dolsun,kulaklarımızda Kur'an yankılansın.

Mazlum,mahkum,hasta,dertli kardeşlerimiz,dünya müslümanları için bol bol dua edelim,infakı unutmayalım.

Ramazan'ın kıymetini bilelim,belki bir daha Ramazan'ı görmeye ömrümüz vefa etmeyecek.
Geçen Ramazanı gören niceleri bu Ramazanda yoklar.Onlardan olmayacağımıza dair bir garantimiz yok.

Merhameti bol Rabbimiz bize Ramazan gibi,Kur'an gibi,bin aydan yani 83 yıllık bir ömürden daha hayırlı ve bereketli bir gece olan Kadir gecesi gibi,Rasulü(s.a.v)gibi büyük lütuflarda bulunmuş.
Bütün bunlar,Rabbimizin bize ne kadar değer verdiğini gösteriyor.O(c.c)bizden gücümüzün yetmeyeceği şeyler istemiyor,ama samimiyet ve gayretimizi görmek istiyor.Bir iyiliğe bire on,bire yüz,bire bin hatta dağlar kadar sevap yazıyor,ama kötülüğe sadece misli kadar günah yazıyor.Böyle güzel ve merhametli cömert bir Rabbimiz var.Bu Ramazan O'nu(c.c)razı edebilmeye bir fırsat olsun,gaflette olmayalım inşaAllah.
"Ramazan,sevaplarla günahları yakmak ve zamanı rahmetle yıkamaktır.Günahlarını sevaplarla yıkayanlar,Ramazan'ı idrak edenlerdir."(4)

"Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır."

(Ahzab suresi 35.ayet meali)
Mübarek Ramazan'ı hakkıyla idrak edip,günah kirlerinden yıkanan bahtiyarlardan olabilme duasıyla... 

                                                                                    hayatcemresi

(1,2,3,4 Mustafa Yusufoğlu-Misak dergisi 2012 Temmuz sayısı)