KALPLERİMİZ DEMİRDEN DAHA MI SERT?

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
"İman edenlerin,Allah'ın zikri ve inen Hak için kalplerinin saygıyla yumuşaması zamanı hala gelmedi mi?Onlar,daha önce kendilerine kitap verilip de üzerlerinden uzun zaman geçtiği için artık kalpleri katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar.Zaten onlardan bir çoğu fasıktırlar."

(Hadid suresi 16.ayet)

"Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür."

(Hadid suresi 25.ayet)

Düşünen,idrak edenler için Rabbimizin her ayeti insanı cezbeder,zikre itaate sevkeder,ruhunu derinden etkiler.Hadid suresi 16. ayet-i kerime ise daha bir başkadır.İçinde geçtiği sure Hadid suresidir.Hadid ismini ise 25.ayetteki hadid yani demir isminden almıştır.
Demir deyince aklımıza ilk etapta sertlik gelir.Bu sert madde yüksek ısıda eritilerek istenilen şekil verilir ve istenilen amaçla kullanılır.Demir bile onca sertliğine rağmen yumuşuyorken niçin bizim kalplerimiz yumuşamasın?Kalplerimizin yumuşamasından bahseden bu ayet,ismi demir anlamındaki, Hadid isimli bu surede geçiyor.
Bizim kalplerimiz ise Allah'ın zikri yani Kur'an ile yumuşar.
Hadid suresinde infaktan bahseder,infak ise ihtiyaç sahiplerine Allah rızası için malından vermektir.Zekat bunun farz olanıdır ancak farz olanın dışında da infak etmek teşvik edilmiştir,

"Kim Allah'a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır." (Hadid suresi 11.ayet)

İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak insanın kalbini yumuşatan çok kıymetli bir ameldir.Zekat bir nevi mecbur olduğumuz için yapılır ancak nafile infaklarımız kalbimizin yumuşamasında daha etkilidir.Çünkü bunda bir mecburiyet yoktur ve tamamen Allah rızası için yapılan bir ibadettir ve riyadan uzak yapılması gerekir,içinde riya varsa bunun kalbi yumuşatma özelliği yoktur,bunda gurur vardır ve Allah böyle bir amelden razı değildir.
Tekrar başa dönersek demir sertliğini kaybedip yumuşayabiliyorsa bizim kalplerimizin yumuşaması pekala mümkündür,bunun için ise Yüce Kitabımızı hissederek, anlayarak ve hatta ağlayarak,okumak ve onunla amel etmek,Rabbimizin kudretini idrak etme gayretinde olup,bu bilinçle,gönülden O'na dua etmek yeterlidir.
Dünyaya gönderilmemiz,hayatı sürdürmemiz ve ölümümüz hepsi Allah'ın elindedir,kendimize bile hükmümüz yok,o kadar aciz ve O'na mahkumuz ki,tek kurtuluşumuz O'na teslimiyetimizdedir.Her canlı ister istemez O'na mahkumsa bu mahkumiyeti gönül rızasıyla kabullenip,O'nun her iyiliğe bir'e on,bir'e bin ve daha fazlasını veren rahmetine,merhametine sığınmalıyız.Böylece kalplerimiz yumuşar,Rabbimizin istediği,razı olduğu o bahtiyar kullardan oluruz inşaAllah.
Aslında bu konu o kadar geniş ki herkes anlayış kabiliyetindeki enginliğe,Rabbine olan samimiyetine göre bunu farkeder,dilerseniz tefsirlerden bu surenin açıklamalarını okuyalım,idrak edelim.Yalnızca bu sure değil tabii,madem bu Kur'an bize gönderildi,onu okuyup,anlamak ve anladıklarımızı hayatımıza geçirmek her müslümanın üzerine düşen bir sorumluluk ve görev.
Biz anlamak ve Rabbimizi razı etmek istersek O(c.c) bize yardım eder,anlayışımızı artırır,ruhumuz hikmet deryasına doğru yelken açar ve kalplerimiz yumuşar inşaAllah.
"Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar."(Bakara suresi 269.ayet) 
Kalpleri yumuşayanlardan,bu yumuşaklıkla gözleri yaşarıp,Rablerini razı edenlerden,O'nun ,hikmet verdiklerinden olabilme duasıyla...
"Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı oldu. Çünkü taş vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar. Taş da vardır ki, Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer. Allah, yaptıklarınızdan hiçbir zaman habersiz değildir."
(Bakara suresi 74.ayet)
"Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz."
(Haşr suresi 21.ayet)
                                                             hayatcemresi