"Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir.
Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme!
Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme!
Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize."
(Bakara suresi 286.ayet meali)
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
Yaklaşık yirmi gündür "Siyer dersleri"ni okuyorum,daha önce siyerle ilgili başka ayrıntılı eserler okumuştum.Ama hala bilmediğim,hiç duymadığım konular öğreniyor ve,canım Peygamberim(s.a.v) ve Onun güzide ashabı ve annelerimize karşı olan hayranlığım,ilgim ve sevgim daha bir artıyor.Kendimi onlara misafir olmuş gibi hissediyorum.Öğrendiğim yeni bilgilerden birisi Hz.Ebu Bekir efendimiz'in bir konudaki alimliği.Belki sizler biliyorsunuzdur ancak ben yeni öğrendim.
Hz.Ebu Bekir'in(r.a) soy,neseb alimi olması.Bir çok kabileden,aileden oluşan,bulunduğu toplumun kabilelerini,kimin hangi aileden ve hangi kabileden olduğunu çok iyi bilmesi.
Beni çok etkileyen diğer bir konu ise,Hz.Ebu Bekir'in sevgili kızı,Hz.Aişe annemiz ile ilgili olan gerdanlik meselesi ve annemiz Hz.Aişenin vesilesi ile meydana gelen hayret verici,ibretlik,hem üzücü,hem de hayranlık uyandıran olaylar.
Hz.Aişe annemizin aynı gazve dönüşü iki ayrı yerde gerdanlığını kaybedip sonra bulduğunu biliyor muydunuz?Gerdanlığını kaybedip,ordudan geri kalınca,münafıklar tarafından atılan iftirayı ve geçirilen sıkıntılı günleri yani ifk hadisesini hepimiz az çok biliriz.Ama gerdanlığını bundan önce de kaybettiğini belki pek çoğumuz bilmeyiz.Ben de ilk defa "Siyer dersleri"nde bundan haberdar oldum.Sizlerle paylaşmak istedim.Gelin kısaca bu iki olayı ve sonuçlarını kısaca okuyup,beraberce onlara misafir olalım,tekrar hatırlayalım,ibret alalım inşeAllah...
Hz.AİŞE'NİN GERDANLIĞINI İLK KAYBEDİŞİ ve TEYEMMÜMÜN MEŞRÛ KILINMASI
Rasûlullah (s.a.s) her sefere çıkışında, aralarında kur'a çekerek hanımlarından birini yanında götürürdü. Benî Mustalık Gazâsında, Hz. Âişe'yi götürmüştü. Dönüşte, bir gece konak yerinden hareket edileceği sıra Hz. Âişe'nin gerdanlığının kaybolduğu anlaşıldı. Rasûlullah (s.a.s), aranmasını emretti, bu yüzden hareket gecikti. Derken sabah namazı vakti oldu. Oysa abdest için yanlarında yeterli su yoktu. Zamanında hareket edilebilseydi, su başına yetişilecekti. Namaz vakti çıkacak, diye herkes telâş içindeydi. Hz. Ebû Bekir, bu hâle sebep olan kızı Âişe'yi azarlamış hatta hırpalamıştı. İşte Müslümanlar böyle bir sıkıntı içindeyken, su bulunmadığında temiz toprakla teyemmüm yapılacağını bildiren âyet indi.(222/2) Müslümanlar son derece sevindiler, hemen teyemmüm yaparak namazlarını kıldılar.
Hareket edileceği sırada, gerdanlık bulundu. Hz.Âişe'nin çökmüş olan devesinin altında kalmıştı.(223)
Hz.AİŞE'NİN GERDANLIĞINI İLK KAYBEDİŞİ ve TEYEMMÜMÜN MEŞRÛ KILINMASI
Rasûlullah (s.a.s) her sefere çıkışında, aralarında kur'a çekerek hanımlarından birini yanında götürürdü. Benî Mustalık Gazâsında, Hz. Âişe'yi götürmüştü. Dönüşte, bir gece konak yerinden hareket edileceği sıra Hz. Âişe'nin gerdanlığının kaybolduğu anlaşıldı. Rasûlullah (s.a.s), aranmasını emretti, bu yüzden hareket gecikti. Derken sabah namazı vakti oldu. Oysa abdest için yanlarında yeterli su yoktu. Zamanında hareket edilebilseydi, su başına yetişilecekti. Namaz vakti çıkacak, diye herkes telâş içindeydi. Hz. Ebû Bekir, bu hâle sebep olan kızı Âişe'yi azarlamış hatta hırpalamıştı. İşte Müslümanlar böyle bir sıkıntı içindeyken, su bulunmadığında temiz toprakla teyemmüm yapılacağını bildiren âyet indi.(222/2) Müslümanlar son derece sevindiler, hemen teyemmüm yaparak namazlarını kıldılar.
Hareket edileceği sırada, gerdanlık bulundu. Hz.Âişe'nin çökmüş olan devesinin altında kalmıştı.(223)
Hz.AİŞE'NİN GERDANLIĞINI İKİNCİ KAYBEDİŞİ ve İFK (İFTİRA) OLAYI (224)
Mureysi' Savaşı dönüşünde, bir konaklama sırasında Hz Âişe kazâ-i hâcet için mahfesinden* çıkarak, konaklama yerinden uzaklaşmıştı. Bu sırada Yemen boncuğundan yapılmış gerdanlığı düşmüş, onu ararken gecikmişti. Dönüşünde, kafileyi yerinde bulamadı. O'nu mahfesinde sandıkları için, beklemeyip hareket etmişlerdi.
Hz. Aişe, -mahfede olmadığım anlaşılınca,- beni ararlar, diye olduğu yerde beklerken, arkadan askerin bıraktığı şeyleri toplamakla görevlendirilen Safvân b. Muattal geldi. Hz. Âişe'yi görünce, devesini çöktürdü; Hz.Âişe bindi. Safvân deveyi önünden çekerek ilerledi. Öğle sıcağında başka bir konak yerinde kafileye yetiştiler.
Münâfıklar bu olayı fırsat bildiler. Hz. Âişe tamâmen örtülü olduğu ve Safvân ile aralarında konuşma bile geçmediği halde, Hz. Âişe'nin iffetine iftirâ etmekten çekinmediler. Rasûlullah (s.a.s) son derece üzüldü. Hz. Âişe kederinden hastalandı. Sonunda masûm olduğu âyetle bildirildi.(225) İftirâcılara da "hadd-i kazf"(iffetli kimselere iftira cezâsı) uygulandı. Her birine 80'er deynek vuruldu.(226)
Mureysi' Savaşı dönüşünde, bir konaklama sırasında Hz Âişe kazâ-i hâcet için mahfesinden* çıkarak, konaklama yerinden uzaklaşmıştı. Bu sırada Yemen boncuğundan yapılmış gerdanlığı düşmüş, onu ararken gecikmişti. Dönüşünde, kafileyi yerinde bulamadı. O'nu mahfesinde sandıkları için, beklemeyip hareket etmişlerdi.
Hz. Aişe, -mahfede olmadığım anlaşılınca,- beni ararlar, diye olduğu yerde beklerken, arkadan askerin bıraktığı şeyleri toplamakla görevlendirilen Safvân b. Muattal geldi. Hz. Âişe'yi görünce, devesini çöktürdü; Hz.Âişe bindi. Safvân deveyi önünden çekerek ilerledi. Öğle sıcağında başka bir konak yerinde kafileye yetiştiler.
Münâfıklar bu olayı fırsat bildiler. Hz. Âişe tamâmen örtülü olduğu ve Safvân ile aralarında konuşma bile geçmediği halde, Hz. Âişe'nin iffetine iftirâ etmekten çekinmediler. Rasûlullah (s.a.s) son derece üzüldü. Hz. Âişe kederinden hastalandı. Sonunda masûm olduğu âyetle bildirildi.(225) İftirâcılara da "hadd-i kazf"(iffetli kimselere iftira cezâsı) uygulandı. Her birine 80'er deynek vuruldu.(226)
*************
(222/2) Bkz. en-Nisâ Sûresi, 43 ve el-Mâide Sûresi, 6
(223) Bkz. el-Buhârî, 1/86); Tecrid Tercemesi, 2/201-204 (Hadis No: İ)
(224) Olay hakkında geniş bilgi için bkz. el-Buhârî, 3/154 Tecrid Tercemesi, 8/85-112 (Hadis No: 1151); İbn Hişâm, 3/309-321; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/195-199
(*) Mahfe: Deve ve fil gibi hayvanların üzerinde seyahat edenlerin içine oturdukları kafesli çadır veya sepet
(225) en-Nûr Sûresi, 11-13
(226) en-Nûr Sûresi, 40
Kaynak-diyanet.gov.tr(223) Bkz. el-Buhârî, 1/86); Tecrid Tercemesi, 2/201-204 (Hadis No: İ)
(224) Olay hakkında geniş bilgi için bkz. el-Buhârî, 3/154 Tecrid Tercemesi, 8/85-112 (Hadis No: 1151); İbn Hişâm, 3/309-321; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/195-199
(*) Mahfe: Deve ve fil gibi hayvanların üzerinde seyahat edenlerin içine oturdukları kafesli çadır veya sepet
(225) en-Nûr Sûresi, 11-13
(226) en-Nûr Sûresi, 40
Selamun aleykum.. Hayırlı cumalar.. Harıka bır paylasım..bende yasadım tekar bu ıbretlık olayı..ALLAH razı olsun...sevgılerımle... ALLAH HAFIZ
YanıtlaSilwe aleykumselam Fatmacım,Rabbim cümlemizden de razı olsun,
Silsana da hayırlı cumalar,
sevgiler...
Hayırlı günler
YanıtlaSilYazılarınızı çok beğenerek okuyorum.acaba ihtiyaç için watsap mesajlarında kullanmamda bi sıkıntı olurmu
YanıtlaSilTeşekkür ederim, Kaynak belirterek kullanabilirsiniz,
Silbunu şunun için önemsiyorum kaynağa bakıp buraya gelenler olsun buradaki diğer faydalı bilgilerden istifade etsinler istiyorum.