İNSTAGRAM

İNSTAGRAM
hayatcemresi_ instagram

بسم الله الرحمن الرحيم

بسم الله الرحمن الرحيم
(İnsanları) Allah'a çağıran,iyi ve faydalı iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?
Fussilet suresi 33.ayet

Kutlu Doğum Programları ile Yerleştirilmeye Çalışılan Soft Peygamber Algısına Reddiye

Henüz 29 Yaşında Hakka Yürüyen bir Şehid'in Dilinden Muhteşem Bir Sohbet

6 Mayıs 2012 Pazar

DENİZ GEZMİŞ'İN İDAMI

"Doğrusu küfredip de, kafir olarak ölenler, yeryüzü dolusu altını fidye verecek olsalar yine de hiç birinden kabul edilmez. Onlar için elim bir azab vardır. Ve onların hiç yardımcıları da yoktur."
Bizleri mü'min olarak yaşatıp yalnızca mü'minlerden olarak canımızı alması için kendisine niyazda bulunduğum yerlerin,göklerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin yaratıcısı ve tek hakimi olan yüce Rabbimin adıyla başlarım...
Bu gün okuduğum,yakın tarihimizde yaşanmış ibretlik bir hatıranın haberini sizlerle de paylaşmak istedim.  
***********
Ankara Belediyesi Mezarlıklar Baş imamı Seyit Çiftçi, 40 yıl sonra Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idama nasıl hazırladığını anlattı. 88 yaşındaki Seyit Çiftçi,6 Mayıs 1972’de yaşanan idamlarla ilgili olarak
“İmamlık yapmaya başladığım 1948 yılından bugüne kadar yaşadığım en acı hadiseydi” ifadelerini kullandı.
Çiftçi, “Gece 03.00 sıralarıydı. Üçünü de getirdiler. Elleri kelepçeliydi. İdama tanıklık eden 10 kadar kişi vardı. Bir paşa, Merkez Komutanı, Ankara Valisi, Emniyet Müdürü, İnfaz Savcısı ve memurları ile ben vardım” dedi.
GEZMİŞ KABUL ETMEDİ
İdam edileceklere son vazifelerini yaptırmak üzere orada bulunduğunu aktaran Çiftçi, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Kelime-i Şahadet getirdiklerini iddia etti. Çiftçi, ikilinin daha sonra idama gittiklerini söyledi. Deniz Gezmiş’in ise İslam dinini kastederek, “Ben öyle bir mefhumu tanımıyorum” dediğini söyleyen Seyit Hoca, “Kelime-i Şehadet getirmedi” dedi.
“VAZİFEMİ YAPAMAM”
Seyit Çiftçi,Aslan ve İnan’a son vazifelerini yaptırabilmek için abdest aldırmak istediğini ancak orada bulunan merkez komutanının buna izin vermediğini anlattı. Çiftçi, daha sonra orada bulunanlara, “Beni buraya mahkumların son vazifelerini yaptırmak için getirttiniz.Onların elleri kelepçeli olduğu için abdest almaları mümkün değil. Ellerini çözmezseniz abdest alamazlar, ben de vazifemi yapamam” dediğini belirtti.
"Hocanın dediğini yapın’
Seyit Çiftçi, merkez komutanına itirazından sonra yaşananları şöyle anlattı: “Orada bulunan bir paşa, ‘Hoca ne diyorsa onu yapın’ dedi. Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın elleri çözüldü, abdest aldılar ve Kelime-i Şehadet getirerek darağacına gittiler. Deniz Gezmiş ise böyle bir şeyi kabul etmedi. Ancak onun idamı kötü şekilde oldu. Boyu uzun olduğu için ayağı takıldı ve boynu kırılmadığından yaklaşık 45 dakika orada can çekti. Sonra da hayatını kaybetti.”
Vahdet Haber-İmam Seyit Çiftçi 40 yıllık sırrı açıkladı

25 yorum:

  1. selamun aleykum

    deniz gezmisi komunist oldugu icin,medya ve bazi yarim akilli muslumanlar surekli aniyorlar.kalbinde iman olmadiktan sonra kahraman olsa ne,dunyanin hakimi olsa ne?dinim islami yuk olarak gorenler,surekli asagilayanlar,komunizm gibi dinimizde yeri olmayan seylere hayran kalanlar nolur nufuz cuzdaninizda DINI kislimindaki ISLAM yazisini sildirin.bizim dinimiz oyuncak degil.cani isteyince musluman olan cani isteyince dinsiz gibi yasayan.

    birde dun veya onceki gundu sanirim.kenan evren bir sagdan bir soldan astik derken nerdeyse salyalari akiyordu.insanlari oldurmek niye bu kadar zevk vermis amcama anlayamadim!oldurulen masum insanlarin intikamini insALLAH rabbim obur dunyada alacaktir,hesabini soracaktir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ...ve aleykumselam canım kardeşim,
      o bahsettiğin tipler ne yardan ne serden geçebilen,böyle davranmakla da kendilerini karşı tarafa sevdireceklerini zanneden renksiz tipler,bukalemunlar...

      "Kendi dinlerine uymadıkça ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla hoşlanmayacaklardır. De ki; «Doğru yol, sadece Allah'ın yoludur': Eğer sana gelen bilgiden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah tarafından ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamazsın."
      Bakara suresi 120.ayet meali)

      Sil
  2. iyi günler burada neyi ima etmek istediğinizi anlıyamadım . Yıllar önce ölen insanların ardından bu tür söylemer çok kötü.O imam 40 yıl önce neredeydi. Neden durmuşta yıllar sonra açıklamış bir kendide kaç yaşına gelmiş. Kendine Allah nasıl bir ölüm reva görecek acaba. Örnek olmak isteyen insanlar tartarak konuşmalı bence. Yazık. NURAY

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray hanım öncelikle sayfama hoşgeldiniz,her ne kadar hoş gelmiş gibi görünmeseniz de...
      Ben bu haberi sadece ibret alınması gereken bir olay olarak alıntıladım ve dikkat ederseniz o insanlar için bir yorumda bulunmadım,kişilerle ilgilenmiyorum,yaşananlardan kendime ders çıkarıyorum hepsi bu.
      Hem bu insanlar topluma mal olmuşlar,ne yazık ki bir çokları tarafından da örnek alınmışlar,bu yüzden onlarla ilgili bir çok şey yazılıyor ve konuşuluyor,bu da çok normal.
      Bence o imam bu olayı anlatmakla da çok iyi etmiş.
      Yazık olan ise göremediği mikrobun sebep olduğu hastalığı bile geri çevirmekten aciz zavallıların Allah'a kafa tutmayı meziyet bilip,bir hiç uğruna bir ömrü heba etmeleri...

      Sil
  3. çok cahilce bir yazı bu.bunun yalan olup olmadığını ne bilelim.Allah aşkına ölüye saygı duyun hiç değilse.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bir hatıra yazısı,uydurlmuş bir hikaye değil,yaşanmış bir olay,
      ölüye saygısızlık neresinde anlayamadım,
      hem niye bu kadar gocundunuz?
      sizce cahillik nedir?

      Sil
  4. cahillik ölümünün 40 yıl geçmiş olmasına rağmen yeni yeni abuk subuk şeylerle insanları ölmüş bu kişilere düşman etmeye çalışılması ve buna inanılmasıdır.blogunuza göz gezdirdim inançlı bir insansınız.sanırım olayda bu. inançlı insanlara deniz gibi kendini bu ülkeye adamış, uğrunda seve seve ölüme gitmiş kişleri dinsizmiş gibi göstermek.unutmayın allah katında iftirada günahtır.belkide yazdığınız doğrudur olabilir.bunu bilemeyiz.ölüye saygısızlık yıllar geçmiş olmasına rağmen böyle bir yazı yazılması.daha önce nerdeymiş anı sahibi.gocunma olayına gelince gocundum gocunurum keşke herkes o üç genç gibi yürekli olsaydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güzel kardeşim,lütfen söyler misin abuk sabuk dediğin şeyle kastettiğin nedir?
      kendini bu ülkeye adamış da ne yapmış?

      içinde Allah'a iman olmayanın kendisine faydası yok bu ülkeye ne yapsın,
      yıllarca inançsız bir nesil yetiştirildi bu ülkede,
      niçin bu kadar fuhuş yaygın,sahtekarlık,rüşvet ve cinayetler,hepsinin temelinde Allah korkusunun ve ahirette verilecek hesap bilincinin olmayışı yatıyor,

      insan Allah'ın kuludur,istese de istemese de,ne doğumumuz elimizde ne ölümümüz,hepimiz ölüme doğru koşar adımlarla gidiyoruz,

      inançsız insanları savunmak yerine onların akıbetine uğramamak için ibret alalım,aklımızı başımıza alalım,Allah'tan başka yardımcımız yok,
      diğer yorumlarda da bahsettim,bu olayı bu hatırayı buraya alış sebebimin bu kişilerle alakası yok,ben fikirlerle ilgileniyorum ve kendime ders çıkarıyorum,
      ayrıca bu ülkede inançlı inançsız,suçlu suçsuz bir çok insan darağacında sallandırıldı,insanlar birbirine düşürüldü,bunlar ayrı konular ve üzerine çok sözler söylendi söylenecek...
      bu ülkede çok şey değişti,önceden gizlenen bir çok olay yeni yeni gün yüzüne çıkıyor,

      İnşaAllah meramımı anlatabilmişimdir.

      Ve son söz o genç o yürekliliğini keşke Allah'ın davasını yüceltmek için kullansaydı,boş bir dava uğruna bir ömür sermayesini heder etmeseydi :(

      Sil
  5. yazdıklarınızı okudum kısmen katılıyorum.o üç genç kendini adayacak ne yaptı? bozuk düzen karşısında durdular.işçilerin haklarını savundular.ezilen halk için eşitlik istediler,zengin fakir ayrımı olmasın istediler,susup oturmadılar bu uğurda 25 27 yaşlarında dimdik darağacına çıktılar.peki o üç genç asılacak ne yaptı? bende bunu soruyorum.
    şu an sivasta 33 kişi yakanlar serbest,13 yaşındaki n.ç ye tecavüz edenler serbest vs vs dediğiniz gibi bunlar ayrı konu ki bunu yapanların Allah inancı içlerine yok ama Allah aşkına o üç genci bunlarla aynı kefeye koymayın.onlar düşünceleri yüzünden asıldı.düşünce derken siyasi düşünceden bahsediyorum.dini düşünce değil.diğeri Allahla kul arasındadır ve bu dünyada olmasada ahirette verecektir hesabını.yazınızı dün gece blogları dolaşırken okudum ilk başta kızdım sonra herkes benim gibi düşünemez sonuçta bende kimine göre düşünmüyorum dedim ama lütfen bunu dinle bağdaştırmasın kimse.böyle bir şey varsa Allah katında herkes verir hesabını.bu yazıya başka yorum yazmayacağım,blog sahibi sizsiniz ister yayınlayın ister yayınlamayın.sadece sizin okumanız bile yeterli benim için.bu yazıyı blogunuza koyarken belki olayın bu tarafını düşünmediniz,umarım ölüye saygı dediğim şeyi azda olsa anlatabilmişimdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet bozuk düzenden rahatsız olabilirler ama bu bozukluktan kurtulmak için izledikleri yol yanlış,
      en adaletli düzen Allah'ın koyduğu İslam düzenidir ve bunun dışındaki herhangi beşeri bir düzende yaşayan her insan mutsuzdur,
      bizi yaratan bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu da tabii ki bizden daha iyi bilir,niçin önümüzde en güzeli dururken yüzlerce masum insanın katili Lenin'in ve Marks'ın ideolojilerini savunalım,bu ahmaklıktır,alçaklıktır,insanlığa ihanetin en büyüğüdür,niçin mi işte savunduğunuz Deniz GEZMİŞ'in,insanlığı hayvanlaştırmayı,hedef alan Marksist ve Leninist ideolojinin hayranı ve bu uğurda can veren,Deniz Gezmiş'in son anındaki sözleri:

      "İdam edilmeden önce Alman Der Spiegel dergisinde çıkan son yazısında "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! yaşasın marksizm-leninizm. yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!" dediği belirtildi.[3]

      İdama tanık olan avukatı Halit Çelenk'e göre ise son sözleri "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm'in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler" olmuştur.[4]
      3.^ http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=524856&AuthorID=63&Date=07.05.2008&ver=61
      4.^ Çelenk, Halit. İdam Gecesi Anıları, Tekin Yayınevi, 2002, 14. Basım, s. 86.

      Peki savunduğu Lenin kimdir?
      buyrun beraber okuyalım:
      Leninin Tanrı Inancını Yok Etme Politikası,( açlık zulüm katliam)



      1920'lerin başındaki kıtlık, Bolşeviklerin köylülerin mahsulüne zorla el koymasının bir sonucuydu. Yüzbinlerce çocuk ve milyonlarca insan kıtlıktan öldü. Lenin ise yoldaşlarına kıtlığın çok yararlı olduğunu söylüyor ve "ancak bu sayede insanların Tanrı'ya olan inancını yok edebiliriz" diyordu. Peki bu açlık politikasının hedefi neydi? Elbette Lenin, köylülerin mahsullerini toplayarak Bolşevik rejimini ekonomik yönden güçlendirmek ve özel mülkiyeti kaldırarak komünist rüyayı gerçekleştirmek peşindeydi. Ama insanları bile bile kıtlığa sürüklemenin başka bir amacı daha vardı. Lenin, kıtlığın insan psikolojisi üzerinde tahribat oluşturacağını biliyor, bu yolla insanların Allah'a olan inançlarını yok etmeyi ve kiliseye karşı bir hareket başlatmayı hedefliyordu. Komünizmin Kara Kitabı'nda Lenin'in bu zalim düşüncesi şöyle anlatılır:

      1890 yılında, genç avukat Vladimir Ulyanov-Lenin, 1891'de açlıktan en çok etkilenen eyaletlerden birinin merkezi olan Samara'da ikamet ediyordu. Yöre aydınının, yalnızca açlara toplumsal yardım çabalarına katılmamakla kalmayıp, kesin biçimde böyle bir yardıma karşı olduğunu da açıklayan tek temsilciydi. Arkadaşlarından birinin hatırladığına göre, "Vladimir İlyiç Ulyanov, açlığın birçok olumlu yanları olduğunu açıkça ifade etmekten çekinmiyordu. Düşüncesine göre ortaya çıkacak sanayi proleteryası burjuva düzeninin kökünü kazıyacaktı. ? Geri kalmış köylü ekonomisi yıkılırken, açlık bizi amacımıza yaklaştıracak ve kapitalizm sonrası aşama olan sosyalizme ulaşılacaktı. Açlık, yalnızca çara değil, Tanrı'ya olan inancı da yok edecekti..."
      devamı diğer yorumda...

      Sil
    2. Bir deri bir kemik kalan çocuklar açlıktan kıvranarak ölüyordu. Ancak Bolşevikler köylülerin tahıllarına zorla el koymaya devam ediyorlardı. Köylülerin korkuyla yer altında gizledikleri çuvallar komünist militanlar tarafından bulunup çıkarılıyor, bunları gizleyen köylüler ise işkence edilip öldürülüyordu. Yanda, 1918 yılında Kurgan bölgesinde Kızılordu'yu beslemek için halktan zorla toplanıp götürülen buğday çuvalları. 30 yıl sonra, Bolşevik hükümetin başı olan genç avukat, yine aynı düşüncedeydi: açlık, 'düşmanın başına ölümcül bir darbe indirmeye' yarayabilir ve yaramalıydı. Bu düşman, Ortodoks kilisesiydi.

      Lenin, açlık yoluyla kitlelerin dine olan bağlılığını kıracağını, onları tepkisizleştireceğini, böylece dini kurumlara karşı planladığı saldırıyı çok daha kolay gerçekleştireceğini, 19 Mart 1922'de Politbüro üyelerine gönderdiği bir mektupta şöyle anlatıyordu:
      Gerçekten de, şu anki durum onların değil, istisnai derecede bizim lehimize.

      Düşmanımızın başına ölümcül bir darbe indirmek ve gelecek on yıllar bakımından bizim için asli nitelikte olan mevzileri garanti altına almak için yüzde 99 şansımız var. Tüm bu aç insanın insan etiyle beslendiği, yolların yüzlerce, binlerce cesetle dolu olduğu tam da şu an, ancak kilisenin mallarına yaman, acımasız bir enerjiyle el koyabiliriz ve dolayısıyla da koymalıyız. Şimdi, yalnızca şimdi, büyük köylü kitleleri bizi destekleyebilir ya da bir avuç Kara Yüzlü ruhban ve gerici küçük burjuvaları destekleyemeyecek durumda olur... Herşey göstermektedir ki başka bir zaman amacımıza ulaşamayız, çünkü sadece açlıktan kaynaklanan ümitsizlik, kitlelerde bize karşı hoşgörülü davranışlara yol açabilir veya en azından bize karşı yansız olabilirler.

      Lenin uyguladığı tüm bu zulümle birlikte, komünist vahşetin ilk büyük örneğini sergiledi. Onu izleyen Stalin veya Mao gibi komünist diktatörler, başlattığı vahşeti daha da büyüteceklerdi. Lenin'in sonu ise oldukça anlamlıydı. 1922 yılından itibaren giderek yoğunlaşan bir hastalık Lenin'i yavaş yavaş felç etmeye başladı. 1923 yılının çoğunu tekerlekli sandalyede ve büyük acılar veren baş ağrılarıyla boğuşarak geçirdi. Mart 1923'de bir tür kriz geçirdi ve bu tarihten sonra düzgün konuşma yeteneğini yitirdi. Hayatının son aylarında, Lenin'i görenler dehşete kapılıyorlardı; çünkü yüzü korkunç bir ifadeye bürünmüştü ve yarı deli durumdaydı. 21 Ocak 1924'te bir beyin kanaması sonucunda öldü.

      Bolşevikler Lenin'i mumyaladılar ve çok değerli saydıkları beynini özel bir koruma altına aldılar. Moskova'daki Kızıl Meydan'da eski Yunan tapınaklarını andıran bir anıt mezara konan cesedi, uzun kuyruklar oluşturan kalabalıklar tarafından ziyaret edildi. Ziyaretçiler, cesede korkuyla bakıyorlardı.

      Korkuları ilerleyen yıllarda daha da artacaktı. Çünkü Lenin'in ardından Sovyetler Birliği iktidarını ele geçiren Josef Stalin, Lenin'den bile daha zalim ve daha sadistti. Kısa sürede modern tarihin en büyük "korku imparatorluğu"nu kurdu.

      :Komünizmin Kara Kitabı
      devamı diğer yorumda...

      Sil
    3. Peki savunduğu Marks'ın ve Lenin'in ideolojisi nedir?
      buyrun okuyalım:



      Kominizm, 1818'de Almanya'da doğan ve 1883'te İngiltere'de ölen Karl Marks adlı bir yahudi tarafından ortaya atılmıştır.

      Karl Marks'ın özel hayatını dikkatle inceleyen bir kimse,onun bir"hayat tarzı" olarak niçin"Kominizm"den başka bir sistem ortaya koymadığını kolaylıkla anlayabilir.

      Onu,bir dünya görüşü(ideoloji)olarak"Kominizm"i ileri sürmeye iten faktörlerin başında, hiç kuşkusuz duygusal yaşamındaki başarısızlıkları gelir. Karl Marks,1836 yılında aristokrat bir aileye mensup olan bir kızla gizlice nişanlanır. Ancak kızın ailesi bir süre sonra bu meseleyi öğrendiğinde, kızlarının bu evlilik girişimini Marks'ın aristokrat bir aileye mensup olmadığı gerekçesiyle engeller. Bu hadise, Marks'ın duygusal yaşamında yediği ilk darbedir ve kendisinde adeta bir şok tesiri meydana getiren bu darbeden sonra Marx burjuvaziye ve aristokratlara karşı korkunç bir kin beslemeye başlayacaktır.

      Ayrıca 1835'te Bonn'daki"Şairler kulübü"nde, Karl Marks'ın bir burjuvazi ile yaptığı bir kılıç düellosu vardır. Düello, kaşından yaralanan Marks'ın yenilgisiyle sonuçlanmış ve fakat bu burjuvanın kendisinde açtığı bu yara, sadece kaşında bir iz olarak kalmayıp, zihninin derinliklerine kadar işlemiştir.

      Öte yandan ailesinin yoksul ve dindar olmasının Marks'ta, zenginlere karşı bir amansız kinin doğmasına neden olduğunu ve bu kinin sonucunda Shakespeare'in şu sözlerini sürekli tekrarlar hale geldiğini belirtelim.

      "Ey altın! Ey pırıl pırıl parlayan altın! Senki siyahı beyaz, çirkini güzel, kötüyü iyi, yaşlıyı genç, korkağı cesur kılarsın! Kutsal bağları kuran ve çözen de bu kan kırmızı köleliğin ta kendisidir......"

      Ancak(şurası unutulmamalıdır ki)onun bir sistem olarak"Kominizm"i veya başka bir deyişle "Marksizm"i öne sürmesine yol açan en büyük faktör kendisinin yahudi oluşudur. Tüm bunların yanı sıra Kominizm'in feodalizm'in yarattığı zulme ve gene de tüm Avrupa'da tanık olunan haksızlıklara bir tepki olarak doğduğu da açık bir gerçektir.Yine Kominizm, kilisenin kendi yolundan sapmasına da bir tepkidir.O dönem kilise, yöneticileri teokratik(Kralların Allah tarafından halkı yönetmek üzere seçildiklerine inanan dini yönetim biçimi) sistemin destekleyicisi haline gelmiş ve yönetimi tamamen destekleyerek,onların sözünden çıkmamayı ilke haline getirmişti.

      Kominizm, Ateizm'in eşidir. Herşeyi maddeci bir gözle ele alır. Net kanıtları;

      "Tanrı yoktur.Hayat da maddeden ibarettir."(Karl Marks)

      "Evrendeki olayları düzenleyenin Tanrı olduğu düşüncesi doğru değildir.Gerçek şu ki,Tanrı,insanın kendi aczini örtbas edebilmek için uydurduğu bir safsatadır. Tanrı'nın var olduğu fikrini savunanların,aslında cahil ve aciz kimseler olmaları da bunun kanıtıdır."(Lenin)
      devamı diğer yorumda...

      Sil
    4. Kominizm dünyaya hakim olmayı, Ateizm'i yaygınlaştırmak, araç olarak terörü kullanmak, ahlakı ayaklar altına almak bakımından Siyonizmle yakın arkadaştır.

      "Kominizm militan, her türlü dalavere, aldatma ve beyin yıkama takatiklerini yerine göre kullanmak zorundadır. Çünkü kominizm'i yayma mücadelesi verirken, kominizm'i gerçekleştirecek her aracı kullanmak normal ve kutsaldır......."(lenin) (Bu sistemde diğer sistemler gibi kendi çıkarlarını gözetebilmek için hertürlü sahtekarlığı yapmaktan kaçınmamaktadır. Nitekim fikir babalarının görüşleri de böyledir.)

      Kominizm anlayış ınkılap hususunda işçi ve çalışanların gönüllerine saçtığı kin gücüne ve toplumun tabakaları arasında intikam ve kızgınlık ruhunun oluşmsına güvenir. Marks bu bağlamda işçilere seslenerek şöyle der: "Siyasi egemenliği elde edebilmeniz buna layık olabilmeniz için halkla onbeş yirmi veya elli yıl süresince iç savaş vermeniz gerekir."

      Papon der ki: "Müstebitleri, eşrafı ve milliyetçileri kesiniz."

      Paravdon ise şöyle der:"Bütün dünyanın son bir kez bilmesi gerekir ki Aristokrasizmin ölümden başka kurtuluşu yoktur."Kominizm inkılap anlayışında Maksist toplumun oluşturulabilmesi için her türlü sapık yol ve vesileyi caiz görür. Lenin der ki: "Kominizm savunucularının her türlü hile tuzak ve saptırma yollarını denemesi gerekir.

      Kominizm eşitlik ilkeleriyle süslenmiş bir düzendir. Örnek verecek olursak; Çinin Özbekistana uyguladığı kıyım bu mu eşitlik, eşitlik bir annenin göz yaşı dökmesine kahkaha atmak mı, yoksa bir çocuğu yetim bırakmak mı ve acizi ezmek mi eğer bu eşitlik ise biz müslümanlar bunun karşısındayız.
      Kaynak:
      http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/352/komunizim-ve-sosyalizm-nasil-ortaya-cikti-bunlarin-savundugu-gorus-nedir.html

      bütün bunlardan sonra siz hala ölmüş gitmiş,iftira,ölenin arkasından böyle sözler söylenmez gibi lafların bütün bunların yanında adı bile olmaz,siz hangi haktan bahsediyorsunuz?

      Herşey dinle bağdaştırılır,din(İslam) hayata hükmeder,yemenize,içmenize,giymenize,gezmenize,çalışmanıza,
      evlenmenize vb.
      Rabbimiz yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimde şöyle buyuruyor:

      "De ki:"Şüphesiz,benim namazım,ibadetlerim,hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir."

      En'am suresi 162.ayet
      Müslüman teslim olmuş demektir,kime?Tabii ki kendisini yaratan Allah'a,
      bütün bunlardan sonra tekrar söylüyorum bu olay bir ibrettir,

      bakın yukarıda ki yazı da Lenin'in ölüm anı ve sonrası anlatılmış,bu da mı iftira?ölüye saygısızlık mı?yaptıklarının yanında adı bile olmaz,ateşi bol olsun,

      yol yakınken sizde bu olaydan ibret alın,hayatınız İslam'a göre şekillensin,bunlara en ufak bir sevgi beslemeyin,kafirlerin yurdu ateştir,
      ve kişi sevdiği ile beraberdir vesselam.

      Sil
  6. saçma sapan bir yazı. madem kimsenin ahını almadan, temiz bir şekilde dini kendinizce yaşayıp günah işlememeye çalışarak yaşamınızı sürdürüyorsunuz, neden ölen insanların arkasından onların hayat hikayeleriyle kendinize ders çıkarma amacına giriyorsunuz onu anlayamadım. o imamın doğru söylediği ne malum? veyahut doğru söyledi diyelim size ne bundan? bize ne? imanla paranın kimde olduğu belli değildir bir insanı inançlarından dolayı eleştirip kınayıp burada hakkında ileri geri konuşmak çok yanlış sizin gibi her lafı inşallah maşallah aman allah olan kişilere yakışmıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. burcu hanım,niye bu kadar gocundunuz?söylediklediklerinize hiç katılmıyorum,niçin bu kadar alındınız?
      mü'min her şeye ibret nazarı ile bakar,siz bunu anlayamamışsanız,size diyecek tek sözüm,Allah size basiret versin,

      biz bize neyin yakışıp yakışmadığını Rabbani ölçülere göre belirleriz,onun bunun yakıştırıp,yakıştırmamasının hiç bir önemi yoktur,buna siz de dahil!

      Sil
  7. ben gocunmadım da sen bayağı bir gocunmuşa benziyorsun bu tepkilerden anladığım kadarıyla :) her cümlenizin sonu ünlem işareti !!!! :) benim anlatmak istediğim, sizinde çok iyi anlayıp anlamamazlığa vurduğunuz herşeyi her olayı kendi bakış açınıza uydurmaya çalışmanız. ve bu olaylardan prim yapmanız? cidden size ne deniz gezmişin nasıl öldüğünden. neden kendinize pay çıkarıyorsunuz ki? aa bakın hayatcemresi ne kadarda müslüman ne kadar dindar maşallah ölenin arkasından bile kendine iş çıkarabiliyor mu desinler? SİZ SİZE rabbani ölçüde değil, kendi belirlediğiniz şekilde yakışanı belirlersiniz ancak . Şu yazıya kadar gerçekten saf temiz insanlara birşey öğretme iyilik yapma amacında olduğunuzu sanıyordum ne yazık ki. allah bana basiret versin tamam, sizi de ıslah etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. burcu hanım,
      ölenin arkasından konuşulmasaydı,yüce kitabımız Kur'an'ı Kerim'de Leheb suresi gibi bir sure olmazdı,

      Rabbimiz bu sure ile sizin deyiminizle,ölen iki insanı,ebu leheb ve karısını asırlardır eleştiriyor ve bizlere eleşdirtiyor,arkalarından konuşdurtuyor,öyle ki biz her gün her namazda bu sureyi okuyup adeta ebu leheb'e,karısına ve onların zihniyetindekilere lanet okuyoruz,
      siz şimdi Leheb suresine de mi laf söyliyeceksiniz,?Rabbani ölçü nedir,şimdi anlayabildiniz mi?

      ben mükemmel olduğumu hiç bir zaman söylemedim,hepimizin olduğu kadar benim de yanlışlarım vardır mutlaka,Allah bizleri affetsin,yanlışta israr edenlerden eylemesin,İslam düşmanlarını cahilce savunanlardan da etmesin(amin),

      gelin sizde yanlışınızda israr etmeyin,müslümanın dostu Allah'tır,Allah'a itaat edenlerdir,yarın mezarda Deniz Gezmiş ve zihniyeti size yardım edemez,Allah'tan taraf olun ki,her sevdiğiniz sizi terketse de sizi hiç terketmeyecek her şeye Kadir Allah gibi bir dostunuz olsun,yarın çok geç olabilir,
      selametle kalın...

      "Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

      1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.

      2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.

      3. O, alevli bir ateşte yanacak.

      4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).

      5. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde."
      LEHEB SURESİ

      Sil
  8. Merhaba;
    olenlerin dini,imanı ve ekseri maddi-manevi değerler kendilerini bağlar.Bu kişilerin mana alemindeki konumlari yine kendilerini bağlar.Kendilerince yaptıkları mücadele " Tam Bağımsız Türkiye" içindi.Bu mücadele şekli,inanclari ve yolları kendi tercihleri idi.Belki dış mihraklarca bilerek veya bilmeyerek kullandirildilar.Belki de her hangi bir dış mihrak tesiri altında kalmadan gerçekten de emperyalizme karşı bu şekilde mücadele ettiler ve idam edildiler.
    en nihayetinde eğer gerçekten herhangi bir dış mihrak tesiri altında kalmadan gerçekten de emperyalizme karşı bu şekilde mücadele etmislerse Allah onlardan razı olsun,mekânları cennet olsun diye dua ederim,çünkü İNSAN UNSURU için ölmüş oldular.
    Eğer gercekten halklarımiz için degilde sırf dış mihraklar gudumunde bilerek veya bilmeyerek hizmet ettilerse Allah'a havale etmek en doğrusu.
    Lakin şunu tavsiye ederim ; yakın tarihimizde bu tip üst düzey şekilde on plana çıkmış halktan insanlar çıkmış(deniz gezmiş,erdal eren,adnan menderes,saidi nursi,süleyman hilmi tunahan,......) tamamı ya idam edildiler,ya da halk nezdinde itibarsizlastirarak bir KAMPANYA yurutulmustur ....Bu sebeple yakın tarihimizde yaşanan bu hadiselerin sadece TARAFLI yayın ve araştırma yapan kişiler ve kurumlar hariç,devlet eliylede derinlemesine ve buna bağlı olarak uluslararası sosyologlar ve halk uzmanları tarafından da araştırılarak,hatta tüm DEVLET RESMİ KAYITLARI açılarak, araştırması ülkemiz halkları açısından en doğrusu olacaktir ki; bizler yani sagcilar,karşı gördüğümüz solcular la tekrar kavgaya girişmeden,tekrar kardeş kavgalari dökülmeden orta yolun bulunması ve TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE için el ele,sagcimiz ,solcumuz beraber ce mücadeleye devam edebilelim ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz,
      olenlerin dini,imanı ve ekseri maddi-manevi değerler sadece kendilerini bağlamaz,insanları da etkiler,etkisi altına alır,benim eleştirim şahıslara değil,insanları Hak'tan çeviren,yanlış zihniyetlerinedir,

      sağcılık solculuk insanları bölüp kolayca idare etmek için çıkarılmış boş davalardır,buradaki sağcı zihniyeti başka bir ülkede solcular savunur,
      Gayri müslimlerin,İslam düşmanlarının kanunları,ibadetleri değerleri ile şekillenmiş,Allah'ın ve Rasulü'nün(s.a.v) bir mahalle muhtarı kadar bile söz sahibi olmadığı,DEMOKRASİ gibi çok ilahlı bir dinle idare edilen bir devlet nasıl bağımsız olur?
      Rabbim sizin iyi niyetinizi rızasına tebdil etsin(amin),
      saygılarımla...

      Sil
  9. Beyninizin alamayacağı konular hakkında konuşmayın. Konuyu saptırmakta üstünüze yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu ile bu kadar ilgili açıklamadan sonra hala bu üslup!!!
      çok yazık çoook....

      Sil
  10. devran yoldaş1 Şubat 2015 21:00

    Kardaş ALLAHın rızkı boldur sen istersen ALLAHTA isterse sana verir buna bütün kalbimle inanırım.Bu ülkede zalimler hep mazlumu ezerler görmezmisin ben bu arkadaşlara sonuna kadar hak veriyorum lakin dini görüşleri beni ve başkalarını ilgilendirmez bunu da beyninizin kurt dolu bir köşesine yerleştirin bu faşistlikle bir yere varılmaz.bende direnişciyim ama Müslümanım elhamdülillah mazlumun hakkını aramakla ateist mi olunur hep vatan için çabalamak teroristlik mi olur bu nasıl bir düşüncedir.ben allaha sığınırım ilk başta sonra onun adaletini ararım çünkü ben müslümanım.sen bu laflarla kendini ve senin gibileri kandırırsın.Sayın C.Başkanı Tayyip o kadar masumun hakkını yiyor al sana örnek hadi bi bunu blogunda paylaş belki de AKP yardakcısısın belki de değilsin bilemem ama bu örneği anlamışsındır umarım.hayırlı akşamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben anladım da yazık ki siz anlamamışsınız, biraz bakın bakalım bu bloğun neresinde AKP veya diğer partilere dair bir yazı bulacaksınız, zaten yukarıdaki yorumlarımı okusaydınız bunları yazamazdınız, ama anlamak istemeyene de ben zorla anlatacak değilim...

      Sil
  11. yaradilani severlermis yaradandan ötürü..sana ne adamin dini inancindan... gencecik yasta kendini türkiyenin bagimsizligina feda etti o arkasindan konustugun insan...ayrica deniz gezmis komünist degil sosyalist bir devrimciydi.. komünizm ile sosyalizm arasinda fark vardir... neymis efendim deniz gezmis kafirmis imansizmis müslüman degilmis...cok meraklisiniz insanlari dine irk'a göre ayirmaya...herseyden önce o bir insandi...dini inanci kimseyi ilgilendirmez...deniz gezmis'i tam olarak arastirip bilmeden onun bu vatan icin yapmak istediklerini tam anlamliyla ögrenmeden gelip burada onu karalamaya calisma...önce bi ögren...arastir ve onu anlamaya calis...sanki kalkip islam'a saldirin gibi sloganlar atmista gelmis burada 40 küsür yil ölmüs bir insanin arkasindan konusup demecler veriyorsun....hani islam hosgörü diniydi? ne bicim bir hosgörüymüs bu? inanmaz inanmaz.. sana mi kalmis? her koyun kendi bacagindan asilir sen kendi imanina bak....kimseyi de dine inanmiyor diye hor görme... insanlik bunu gerektirir aksini söylüyorsan yazik senin insanligina!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğin gibi bir İslam anlayışı tavvufçuların, Mevlanacıların vb.nin yanlış İslam anlayışıdır ben onlardan değilim, İslam sizin anladığınız anlamda hoşgörü dini değildir müslümanlar birbirlerine karşı Allah'ın emirlerine aykırı olmayan farklı özelliklerine karşı anlayışlı ve hoşgörülüdür, İslam düşmanlarını asla hoşgörmez ve sevmeyiz ama kimseye de hakaret etmeyiz,

      böyle kulaktan dolma saçma sapan eleştiriler yapmadan önce yazılanları bir oku sonra yaz, şu hoşgörü teranesine dair BURADAKİ yazımı da bir oku.

      Sil

KUR'AN IŞIĞINDA ÖLÜM, KIYAMET, AHİRET.....Mutlaka dinleyin...

BU SİTEDE YER ALAN KONULAR

Translate

Blog Archive

yasal uyarı

Protected by Copyscape DMCA Takedown Notice Search Tool HAYATCEMRESİ Adlı sitede yayınlanan tüm içerik hayatcemresi2.blogspot.com'a aittir.Hiçbir şekilde izinsiz kullanılamaz.
 
Copyright © HAYATCEMRESİ - Blogger Theme by BloggerThemes & freecsstemplates - Sponsored by Internet Entrepreneur