Ramazanımız Ramazan Olsun!

سم الله الرحمن الرحيم
 Hamdın tamamı Allah (azze ve celle)’yedir. Sadece O’na ibadet eder sadece O’ndan yardım dileriz.
 Salât ve selamda Muhammed Mustafa (sallâllahu aleyhi ve sellem)’in üzerine, O'nun temiz pak ailesine, al ve ashabına ve onlara doğruluk ve güzellik üzere tabi olan Müslümanlara olsun.

"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."(1)

"(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır."(2)

 "O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz."(3)

Rabbimize yarattığı şeylerin zerrelerince şükürler olsun ki, bizi yeniden Ramazan'a kavuşturdu. Ayların sultanı rahmet ve bereket ayı, günahlardan arınma, Rabbe daha bir yaklaşma ayıdır mübarek Ramazan. Rahmeti sonsuz Rabbimizin, o engin rahmetinin tecellilerinden birisidir Ramazan...

Gönüllerin daha bir Rabbe yaklaştığı bu mübarek ay mü'minler için eşi bulunmaz bir hazinedir. Gecelerin en kıymetlisinde Kadir gecesinde inmeye başlamıştır Kur'an... 

Kur'an gönüllere şifa kaynağı, ruhları arındıran mucize kitap...Okunmakla bıkılmayan, her zaman taze, yol göstericimiz, hayat kaynağımızdır Kur'an...Ne kadar değerliyiz ki Yüce Rabbimiz bize Kur’an’ı indirmiştir. Rahmet ve merhameti sonsuz Rabbimiz, Kur’an’ı açıklaması ve pratik hayatımızda nasıl yer edeceğini örneklendirmesi için Rasûlünü de bizlere kılavuz yapmış, örnek seçmiştir. Ne güzel kılavuz, ne güzel bir örnektir O (sallallahu aleyhi ve sellem)

Ramazan, bedeni aç bırakarak ruhu doyurmak. Ramazan vücudu nefsi arzulardan uzaklaştırıp,ruhu Kur'an sofrasında doyurma ayı.  
Ramazan yeme ayı değil yemekten uzaklaşma ayı.  
Ramazan, nefsin isteklerine dur diyerek ruhu öne alma ayı. 
Oruç, sair zamanda helâl olan bedeni isteklerin, kendisi ile yasaklanmış hali. Oruç, tek Hakim olanın Allah (azze ve celle)olduğunun ilanı. O (azze ve celle) "ye" deyince yediğimiz içtiğimiz, "dur" deyince hepsinden vazgeçtiğimiz nefsimizin terbiye ayı. Kul, oruçla Rabbine kulluğunu bir kez daha ilan ediyor. Her zaman yükümlü olduğu namazla beraber, Rabbi için nefsi arzularından da vazgeçerek itaatini bir de oruçla tescilliyor. 

Kul oruçla Rabbine kendisini sunuyor. Ve adeta şöyle diyor: 
Rabbim! beni yaratan, yaşatan, öldüren ve dirilten sensin. Sahibim sensin. Sen neyi ne zaman ne şekilde yapmamı istersen ben öyle yaparım. İftarla ye dersin yerim, iç dersin içerim. İmsakla yeme, içme dersin senin için yemeyi içmeyi bırakırım ve nefsi arzularımdan vazgeçerim. Kendimi sana adarım. Kainatın, bütün alemlerin yaratıcısı, Rabbi, sahibi, idare edeni sen olduğun gibi, o alemler içindeki benim de, bedenimin de sahibi, idare edicisi sensin.  

 Kul, kulluğu ile senin katında değer bulur. Kul olmak itaati gerektirir. Kul, sana kul olmakla senden gayrısına kulluktan kurtulur. Kul sana kul olmakla bütün esaretlerden kurtulur. Sana kul olmak huzurdur, sana kul olmak ebedi saadete talib olmak bu yolda samimiyetini isbat etmektir.

Oruç özel olduğu gibi, onun mükafatı da özeldir. O özel mükafatın nasıl güzel bir mükafat olacağı bir nebze de olsa burada tattırılır. Rabbimiz adeta iftar sevincimizle ahirette yalnızca kendi rızası uğrunda, oruç tutan kulları için hazırladığı asıl mükafatın tüyosunu verir bizlere... 

Hangi sofra iftar sofrası kadar güzeldir? Sabırla, Rabbimizin yemek için izin verdiği o kıymetli saati beklemek ve o saat gelince hissedilen huzur, kavuşulan mükafat ne büyük saadettir...
İftar sofrasındaki her şey daha bir tatlıdır. Halbuki sair zamanlarda da bunları yer içeriz, nedir şimdi onları bu kadar farklı ve lezzetli kılan? 

Orucun dünyadaki sevinci bu kadar güzelse, ya Ahirette Rabbimizin oruçlu kullarına hazırladığı ve herkesten saklı tuttuğu oruç mükafatı nasıldır?
 Nasıldır Reyyan? Reyyandan giren oruçlular kim bilir ne güzellikler bulacaklar o kapının arkasında...

"Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez."(4)

Ne yazık ki artık sokaklara Ramazan gelmiyor. Caddelere Ramazan gelmiyor. Eskilerde oruçlu olmadığı halde sırf oruçlu müslümanlara saygısından dolayı açıktan yeyip içmeyen yahudiden geçtik, artık müslüman olduğunu söyleyen bazıları bile açıktan oruç yiyor. 

"Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez."(5)

Ramazan sadece mü'minlerin evlerinde bir garip kalmış, sokaklarda unutulmuş. Ramazan ibadet ayından çıkarılmış, adeta festival ayına dönüştürülmüş. Ramazan ekranlarda eğlence ile, haram olan müzikle, anılır olmuş. Her programda bir saz ekibi, şarkıcılar, oyuncular ile şeytanın destekçilerinin elinde dilinde anılır olmuş. Müslüman o müstesna saatler, özellikle iftar ve sahur saatlerinde Rabbi ile başbaşa kalması gerekirken, iftar ve sahur programları ile ruhuna darbeler vurulmuş, kıymetli saatleri Ramazan etkinlikleri, proğramları ile gasp edilmiş, dumura uğramış.

Ramazan sanki bir kıtlık ayı gibi yiyecekler stoklanmış. İnsanlar belki diğer aylarda ve günlerde yeyip içmedikleri kadar Ramazanda yeyip içmişler ve ne gariptir Ramazanda oruç tutanların, kiloları azalması gerekirken kilolar artmış! 

Ramazana asıl hüviyeti kaybettirilmiş, yemekten içmekten en çok bahsedilen ay olmuş Ramazan. Yemekten içmekten azad edilmesi gereken nefisler, tam tersi iftar ve sahur sofralarında azdırılmış, mideler ifsad edilmiş. Halbuki en az yenilip,en az içilmesi gereken,hatta kilo kaybedilen ay olmalıydı Ramazan. 

Amerikanın yahudinin bir numaralı gelir kaynağı olan kola, iftar sofralarının vazgeçilmezi olmuş.
 Şehid (inşeAllah) Abdullah Azzam'ın ifadesi ile 
"Artık müslümanlar bir kaşık pilavı bile kolasız yiyemez olmuşlar."  
Müslümanların bu zaafını bilen kola da boş durmamış iftar sofralı reklamlar hazırlamış, bizi bizimle vurmuş, kola sarhoşluğu ile ruhumuzu köreltmiş, nefisleri kendisine esir etmiş.

"Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildigim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!"(6)

Gelin bu Ramazan, Ramazan olsun. Ramazan'ın, oruç gibi mükemmel bir nimetin hakkını verme gayretinde olalım. Gün içinde, özellikle de İftar ve sahur saatlerinde televizyonlarımız oruç tutsun. Elimiz kumandayla meşgul olmasın. Gözümüz, kulağımız uzak kalsın ekranlardan. Ramazan'ın her saati çok kıymetli, hele iftar saatleri...Kendisinde yapılan duaların çok daha kıymetli olduğu, ruhların Rabbe kanat çırptığı o müstesna saatlerimizi ekranlar gasbetmesin. 
İnternetle ve ne yazık ki hemen hepimizin bağımlılığı haline dönüşmüş cep telefonlarımızla meşguliyetimiz Ramazanda en asgari seviyeye insin. 
O müstesna saatlerde, İftar saatlerinde, sahur saatlerinde yalnızca Rabbimize yönelelim ve gönülden dualar edelim.O'na bırakalım kendimizi, gözyaşlarımız aksın ılık ılık, samimiyetimiz tescillensin. Kendimiz için, evlatlarımız, annelerimiz babalarımız, dünyanın dört bir yanındaki mazlum, mahkum kardeşlerimiz, bütün sevdiklerimiz için yakaralım Rabbimize. Rablerinin kelimesini yüceltmek için canlarını, sahip oldukları her şeylerini ortaya koyan kahraman mucahitlerle olsun dualarımız...Sabır, sebat, zafer duaları edelim onlar için.

Zalimlerin planlarının geçersiz, ellerinin yetkisiz, desteksiz kalması, için Hz.Nuh(a.s) 'ın duaları* ile dua edelim. Kardeşlerimizi hem infaklarımızdan hem de dua silahımızdan mahrum bırakmayalım.

Kadir gecesinden gafil olmayalım, Ramazan gecelerinde hele son on gecede uykuya oruç tutturalım, mümkün mertebe uykudan feragat edip kendimizi, ibadetlere, Kur'an'a, namaza, duaya verelim. Bu şekilde Allah'ın izni ile mutlaka Kadir gecesine denk gelir ondan feyizlenenlerden oluruz.Yeter ki biz bu gayreti gösterelim, Rabbim bizleri mahrum etmez diye ümitvarız, duamız bu yöndedir.

"Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir."(7)

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
"Ramazan ayının son on günü girdiğinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi."(8)
 

Ramazanda iftar sofralarımızda kardeşlerimize iftar ettirmek de Ramazan'ın güzelliklerinden ve tavsiye edilen çok sevaplı bir davranış. İsrafa kaçmadan, ihtiyaç sahiplerine, sevdiklerimize iftar ettirmek orucun vesile olduğu mutluluklardan ve kazanç kapılarından bir tanesi.

"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz."(9)

Ramazanda ihtiyaç sahibi kardeşlerimize desteklerimizi ve sadakalarımızı ihmal etmemeli daha bir artırmalıyız. Zira Ramazanda verilen sadakalar sair zamanlardakilerden çok daha faziletlidir.
  Allah Rasulü (sallâllahu aleyhi ve sellem)'e;  
"Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca,  
"Ramazan ayında verilen sadaka" buyurmuştur.(10)

Ramazan ve oruç kadrini bilene bir hazine, Kadir gecesi bu hazinenin zirvesi. Bir daha Ramazanlar olur, Kadirler olur Allah'u A'lem, ama biz olur muyuz? Bizim tarafımızdan bilinmez. Biz bir daha olmayacakmışız gibi, son Ramazanımızmış gibi sarılalım Ramazan'a, Ramazanımız Ramazan olsun...

Allah Rasulü (sallâllahu aleyhi ve sellem)'nden bir müjde ve Ramazandan tatlı bir hatıra, Ramazan'a bir vefa olarak da algılanabilecek Şevval orucuna dair hadis-i şerif ile yazımız nihayet bulsun.

"Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur."(11)

Davamızın sonu Allah-u Teâlâ'ya hamd etmektir. 

hayatcemresi

___________________________

(1) Bakara suresi 183.ayet meali

(2) Bakara suresi 184.ayet meali

 (3) Bakara suresi 185.ayet meali

(4) Tirmizi"nin rivayetinde şu ziyade var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz."
(Tirmizi, Savm 5)  

(5)Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27, (723)
 (6) Tirmizi, Daavat 110, (3539)

(7)Müslim, Müsafirin 174, (769); Ebu Davud, Salat 318, (1371); Tirmizi, Savm 83)
(8) Buhârî, Leyletül–kadr 5; Müslim, İ'tikaf 7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1; Nesâî, Kıyâmü'l–leyl 17; İbni Mâce, Sıyâm 57.
(9)Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)  

(10) (Tirmizi, Zekat, 28)
(11)Müslim, Sıyâm 204, (1164); Tirmizi, Savm 53, (759); Ebu Davud, Savm 58, (2432) 
*  Nuh suresi 26-27 ve 28.ayetler