Karşı Konulamaz Çekim Gücü

 "O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın."
(Bakara suresi 22.ayet meali)

Rahman ve Rahim olan, her yaratışı hikmetli olan yüce Rabbimin adıyla...

Sizleri tefekküre sevk etmek istediğim yeni bir yazı konusu ile beraberiz. Aslinda konu bir fizik konusu. Konu fizikten ama yazıyı yazan fizikle alakalı olarak konuya bakmayacak, zira kendisi fizikçi değil, yazı da bilimsel bir yazı değil...Konunun ibretlik olan yanları ve bizlere hissettirdiği tarafları, düşündürdükleri bu yazıyı şekillendiriyor.

Ele almak istediğim konu yerçekimi ve yerçekimi bağlamında tekrar toprağa dönüşümüz. Rabbimiz yerçekimini yaratarak kainata bir düzen vermiş. Ayaklarımızın yere basması, yerde durabilmek çok büyük bir nimet. Sadece biz değil, her varlık, her canlı, her eşya yerçekimi ile yerde bir intizam içindeler. Yer çekiminin, ayakları yere sağlamca basabilmenin kıymetini belki de aya çıkıp istediği yerde kolaylıkla duramayan astronotlar en iyi idrak ederler.

Yer deyince toprak gelir aklımıza, hani en başından Adem aleyhisselam ile başlayan insanın yaratılışı ve hayat serüvenimiz gelir aklımıza.Yaratıldığımız toprakla aramızda kopmaz bir bağ vardır. Severiz toprağı, hatta bunu kendimizde test edebiliriz, neden yağmur yağıp toprak ıslanınca burnumuza gelen toprak kokusu mest eder bizi? Belki de bu topraktan geldiğimizin, topraktan olduğumuzun en bariz göstergelerinden birisidir. Çünkü toprak bizdendir biz de topraktanız...

"Sizi yerden (topraktan) yarattık, yine (ölümünüzden sonra) ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız."

(Ta-ha suresi 55.ayet meali)

İşte yerçekimi çeker bizi toprağa. Taa ki doğumumuzdan ölümümüze kadar, sonunda toprak alır bizi bağrına, geldiğimiz toprağa geri döneriz. O toprak kıyamete kadar durağımızdır. Kimimiz için toprağın altı yani kabrimiz bir cennet bahçesi, kimimiz için de Rabbim muhafaza buyursun (amin) cehennem çukurlarından bir çukur olur.

Yer çekimi ile beraber hep yönümüz topraktır.Yaş ilerledikçe yerçekimi de daha bir yaklaştırır bizi toprağa. Vücudumuz sarkmaya başlar. Yanaklarımız, göz kapaklarımız, alnımız, kollarımız, bacaklarımız karşı koyamaz yerçekimine. Aslında bu yere yönelmelerin baş aktörü derimizdir. Deri gözeneklerimiz genişlemeye, açılmaya ve elastikiyetini kaybetmeye başlar. Sanki azalarımızın hepsi toprağa kavuşmak için hazırlık yapar bir yol arar. O yol ölümle bulunur, geldiğimiz toprağa döneriz yine.

Yer çekimi ile en güzel uyum sağlayan ise ibadetlerimizin en güzeli secdedir. Zaten yerçekimi yardımcıdır secdeye.Yüzümüz,azalarımız kapanınca yere, işte o an Rabbimize en yakın olduğumuz andır. Secde ile yere değen alnımız, azalarımızla Rabbimizin katında değer kazanırız. Acizliğimizi hal dilimizle anlatırız. Merhametlilerin en merhametlisine Rabbimize sığınırız. Sanki secdede sarıp sarmalar bizi Rabbimiz, daha çok sever secdedeki kulunu. Bu hal yakışır kula, en yüceye kul olunca, bütün esaretlerden azad olur kul, gerçek hürriyeti zenginliği O'na (celle celaluhu) kullukta bulur.

Ebu Hüreyre (radiyallahu anh) anlatıyor: 
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ademoğlu secde âyeti okur ve secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve:
"Yazık bana, insanoğlu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de secdeyle emrolundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var '' der. ''
Müslim, İmân 133, ( 81 ).

İnsan ister isteyerek, ister istemeyerek yer çekimi ile Rabbine boyun eğer, O en kudretli (celle celaluhu) karşısında acziyetini farkeder. Rabbimiz, yer çekimi ile yerimizin toprak olduğunu, dönüşümüzün toprağa olacağını ilan eder bize. Bize düşen yer çekimi ile dost olmaktır, toprağa dönüşümüzü secdelerle süslemek, taçlandırmaktır. Rabbimize isteyerek, gönül rızası ile boyun eğmektir. Çünkü karşı konulamaz yegane güç O'dur (azze ve celle).
"Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir."
(Al-i İmran suresi 83.ayet meali)

"Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler."
(Ra'd suresi 15.ayet meali)

hayatcemresi