Allah Rasulü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) Salâvat Okumak

"Gerçekten Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler (şeref ve şanını yüceltirler). Ey iman edenler! Siz de O’na salât* edin (Allahümme salli alâ MUHAMMED, deyin) ve gönülden teslim olun." (Ahzab suresi 56.ayet meali)

Tirmizî'de Hz. Ali (r.anh)'den kaydedilen bir rivâyette şöyle denir: "Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki:
"Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği halde bana salâvat okumayandır." (Tirmizî, Salât 357, (484), Da'avat 110, (3540)

“Yanında ben zikrolunduğum zaman üzerime salât etmiyen kişinin burnu yere sürtülsün.” (Tirmizî, daavat, 100; Musned, 2, 254)
**
“Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salâvat getirenleridir.” (Tirmizî, vitr, 21)

Kiraz Yaprağı Köftesi

"Her kim bu dünyada (manen) kör ise ahirette de kördür. Ve gidişçe daha şaşkındır."

(İsra suresi 72.ayet meali)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
Kiraz yaprağı köftesi Malatya yöresine ait bir lezzettir. Aynı köfte ayva, fasulye ve dut yaprağı ile de yapılır. Farklı yapraklarla hazırlanan yaprak sarmaları Malatya yöresinin meşhur lezzetleri arasında yer alırlar. 
Kiraz yaprağı köftesini annem biraz daha işin kolayına kaçarak ancak lezzetinden bir şey kaybettirmeden hazırlıyor. İşte bu köfteler de kirazın taze yapraklarından sarıp buzluğa attığı, gittiğimde de yemeğini hazırladığı köfteler. Annemin kolaylaştırdığı kısım ise kavrulmuş soğanını en son ilave etmek yerine başlangıçta hazırlayıp yemekle beraber pişirmesi. Bu şekilde de lezzetinden hiç bir şey kaybetmiyor. Hazırlamak isteyenler bilinen şekli ile yani kavrulmuş soğanı en son kısımda servis aşamasında yemeğin üzerine gezdirerek de hazırlayabilirler.

Bilenler ve Bildirilenler

 "Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur." 

(Rasulullah'ın(s.a.v) Veda hutbesinden...)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım...

Allah Rasulü'nün(s.a.v) Veda hutbesini hemen hepimiz okumuş, veya dinlemişizdir. İçinde muhteşem tesbitlerin, emir ve nehiylerin, nasihatlerin bulunduğu eşi bulunmaz bir insan hakları beyannamesidir veda hutbesi.

Onun mükemmel olması kaynağının Kur'an, bildirenin de Allah Rasulü(s.a.v) olmasından kaynaklanır.

İçinde geçen her bir ifade üzerinde saatlerce düşünülüp, saatlerce konuşulacak hikmetler dersler barındırır. İşte bu ifadelerden birisi girişte alıntıladığım kısımdır.

"Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur." 

Anlıyoruz ki duyduğumuz bildiğimiz her hayrı söylemek, bilmeyenlere ulaştırmak veya unutanlara hatırlatmak bir müslüman olarak üzerimize düşen vaziflerimiz arasında yer alıyor. Bazen Hak'kı bilenler, işitenler kendilerine ulaştırdıklarından daha az gereğini yapabiliyor, daha az kıymetini bilebiliyorlar. İnsanların idrak kapasiteleri farklılık gösterebiliyor. 

Hicrî Yılbaşını Kutlamak

بسم الله الرحمن الرحيم
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in hicretini anmak ve hatırlamak gayesiyle işleri bırakarak/çalışmayarak, törenler, kutlamalar, şenlikler düzenleyerek, mesajlar, telgraflar yollayarak, yüz yüze görüşmelerde tebrikleşerek,

 Hicri yılbaşını kutlamanın/ihya etmenin bidat olduğunu,

bu bidatı ilk ortaya çıkaranların Mısır’da’ki Ubeydî (Fâtimî) devletin yöneticileri olduğunu, 

bidat olmasının yanı sıra aynı zamanda bunun, yıl başını kutlayan Yahudi ve Hristiyanlara benzemek anlamına geldiğini, 

zira yılbaşı diye Ekim ayının ilk gününün Yahudi bayramlarından biri olup daha sonra onları, miladî yıl başını kutlayarak Hristiyanların taklit ettiğini ve cahil müslümanların da hem miladi yılbaşını, 

ve -Yahudi ve Hristiyanların yaptıklarından

Kevgire (Kalbura) Bastı

Bazı şeylerin kıymeti ancak kaybedilince anlaşılır. Kıymetlilerinize, onları kaybetmeden değerlerini hissettirin.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...

Geçirdiğimiz kurban bayramında yaptığım bir tatlı idi kevgire bastı :) tatlısı, namı değer kalbura bastı. Küçükken annem kalbura bastı yapardı cevizsizdi ama çok lezzetliydi. Ben cevizli yaptım ancak çevizlerim çekilmiş olduğu için şekil verme aşamasında, sararken biraz zorlandım. İri ceviz kullanılırsa çok kolay olur inşeAllah...Bir de bu tür tatlılarda ben, tatlıları sıcakken ılığa yakın sıcak şuruba atıyorum ve bir iki dak. şurupta çevirip sonra, hepsinin sığacağı yayvan bir tabağa alıyorum, bu şekilde şurubu daha kolay çekiyor, bu tatlıyı hazırlarken üç su bardağına yakın şeker kullandım ancak şurubum arttı, tarif ölçülerinde şurubun ölçüsünü yazarken de miktarı azaltarak verdim. Çok hafif ve üzerinden günler geçse de aynı gevreklikte kurabiyemsi bir tatlı idi ne çok yumuşak ne de kuru idi.

Mehdi, Deccal ve Hz. İsa'nın Nüzulü

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım...

Günümüzdeki hadis inkarcılarının en çok inkar edip kabullenmedikleri üç konu Mehdi, Deccal ve Hz. İsa'nın nüzulü meselesi.

Bu konular çok kolay inkar ediliyor teviller yapılıyor. Ama Gelin görün ki bunların gerçekleşeceğine dair varid olan sahih hadisleri son yüzyıla gelene kadar inkar eden kabul etmeyen hiç bir alim çıkmamış. Çıkan bir kaç çatlak ses ise bu sahih kaynaklara ulaşamadığı için bu haberler hakkında ihtilaf göstermiş. Alimlerimiz bu konulara  itikat kitaplarında önemli bir yer vermişler. 

Bunlar gayb haberleridir, zaten iman gaybe inanmaktır, bilinen uygulanan konular ise bilgidir, ameldir. Allah'a dair bilgilerimiz gaybdır, Ahiret gaybdır, cennet cehennem, melekler, kader vb. gaybdır. İman etmek bunları kabullenmektir. 

İşte  Mehdi, Deccal ve Hz. İsa'nın nüzulü meselesi'ne dair bilgiler de gayb haberleridir, sahih kaynaklarla bizlere ulaşmıştır. 

Sahabe daha Allah Rasulü(s.a) ile beraberken bu konuları çok ciddiye almış, bunlarla karşılaşacakları ihtimalini her zaman göz önünde bulundurmuş, hazırlıklı olmuşlardır. Ya onlardan binlerce yıl sonra gelmiş müslümanlar olarak niçin bizler bunlara kayıtsız kalıyoruz? 

Halbuki bizlerin bu meselelere şahid olma ihtimalimiz çok daha yüksek. O halde bu bilgileri bilmeli, bu durumları duyduğumuzda karşılaştığımızda nasıl hareket edeceğimizi öğrenmeliyiz. İşte aşağıda sırası ile alıntıladığım sohbet videolarını bu minval üzere ve can kulağı ile ve kaybedenlerden olmamak, saptırıcılara kanmamak için mutlaka dinleyin.

NOHUT SALATASI

"Musa onların hayvanlarını suladı, sonra gölgeye çekildi; «Rabbim, doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım» dedi." 

(Kasas suresi 24. ayet meali)

Rezzak ismi ile her canlıyı, kendisine itaat eden etmeyen her insanı, bir imtihan gereği rızıklandıran, almadan veren yüceler yücesi Rabbimin adıyla...

Bir programda gördüğüm nohut salatasını yapabilmek için evde yetiştireceğim dereotlarını bir hayli bekledim :) Yazın köye gidince annemden dereotu tohumları aldım, o tohumlardan 10 tane kadarını kulpu kırık demliğe diktim. Tohumların hepsi çıkmadı ama çıkanlar oldu elhamdulillah. 5-6 tohum yeşerdi, büyümeleri de rokaya göre bir hayli geç oldu ama büyüdüler, onlar büyüyünce benim nohut salatasının sırası geldi :)

Pratik Rulo Börek Tarifi

"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır."

(Tahrim suresi 6.ayet meali)

Kendisine kul olmakla şeref bulduğumuz yüceler yücesi Rabbimin adıyla...
Haftanız hayır olsun, hayırlarla dolsun... Haftaya uzun zamandır taslakta bekleyen güzel bir börek tarifi ile başlangıç yapmak istedim. Tarifin yanında bir de ve özellikle maneviyatımız için bir şeyler olsun diyenlere de BURADAKİ  yeni yazımı okumalarını tavsiye ediyorum....
Bilinen klasik peynirli böreklerden pek farkı olmayan bir börek tarifi ile beraberiz. Farkı ne derseniz farkı gayet pratik olması, kolay hazırlanması, sizi fazla uğraştırmaması. Aynı özellikler diğer böreklerimde de yok değil, tercih meselesi ister bunu ister diğer tariflerimi deneyebilirsiniz, maksat kolay ve aynı zamanda lezzetli bir börek olsun, daha ne olsun değil mi?... Rabbimize bizlere bahşettiği bütün bu nimetler için yarattığı şeylerin zerrelerince şükürler olsun...

Naturalive'den Yeşil Göz Kalemi

Naturalive'den Yeşil Göz Kalemi

Allah'ın adıyla...
Biz kadınlar az çok mutlaka kozmetik malzemeleri ile alakalıyızdır. Hiç makyaj yapmasanız bile bir göz kalemi kullanır, yüzümüz veya elimiz için krem veya benzeri bakım yağları kullanırız. Kozmetik dünya çapında büyük bir sektör ve çok paralar harcanıyor. Çoğu zamanda vücutta ciltte bozulmalara sebep oluyorlar.

Müslüman bir kadın ancak evinde ve en başta eşi olmak üzere kendisine helal olanların yanında süsünü gösterebilir. Bir de müslüman kadın kullandığı her üründe olduğu gibi kozmetik konusunda da hassas davranır. Kullandığımız ürünün en başta helal malzemelerle yapılmış olması ve devamında sağlığımıza zararı olmayan doğal malzemeler içermesi gereklidir. Kullandığımız ürün helalliğinin ve zararsızlığının yanında bir de sağlığımıza dost ise daha ne isteriz?

TİRİT (Elazığ Yöresi)

"Seni Allah'tan uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş!"

Allah'ın adıyla...

Yazın köye gittiğimizde annemin hazırladığı ve keyifle yediğimiz farklı ve bize göre özel bir yemektir tirit. Çocukluğumun da hatıraları arasında yer alan bir lezzettir kendileri. Ekmek bayatlayıp kalınca annem hemen onları doğrayıp kuruturdu, sonrasında ise onları tiritte kullanırdı.
Tirit'in ana maddesi ekmektir. Bir çok yörede tirit bayat ekmelerle ve et suyu ile hazırlanıyor ancak bizim tiridimizde kullandığımız ekmekler bayattan ziyade en az yarı yarıya veya normal kurumuş olmalı. Tirit için en uygun ekmek ise bazlama ekmek. Et veya et suyunun yerini ise bizim tiridimizde yumurtalı hazırlanmış sos alıyor. Kuru reyhan ise tiridin olmazsa olmazlarından. Rabbimizin bahşettiği her nimet uygun şekillerde bir araya getirildiğinde harika lezzetlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Kuru ekmek deyip geçmemek lazım, ondan ne cevherler çıkıyor, işte onlardan Elazığ yöresine ait tirit'in tarifi...

BEKLENEN KURBAN ETİ

O apartmana yeni taşınmışlardı. Oranın yabancısıydılar, kimseleri yoktu o şehirde, gurbetteydiler. Kıt kanaat geçimini sürdüren dar gelirli bir aile idiler. Kısa bir zaman sonra kurban bayramı gelip çatmıştı. Kurban kesecek durumları yoktu. Daha kurban sabahında küçük çocukları: 

"Anne ben kurban eti yemek istiyorum" dedi. 

Annesi:

 "Tamam yavrum belki komşular kurban eti getirirler o zaman pişiririm yersin" dedi. 

Kahvaltıyı yaptılar ama onun canı sadece et yemek istiyordu, özlemişti eti, evlerine et çok nadir giren bir yiyecekti, çok seviyordu eti... 

Çocuk pencere önünde oturup dışarıyı izledi, bir yandan da kulağı kapıdaydı, belki şimdi kapı çalar ve birisi kendilerine kurban eti getirirdi. Bir süre sonra kapı çaldı, çocuk heyecanla kapıyı açtı, çocuklar şeker toplamaya gelmişti. Evlerine alabildikleri en ucuz şekerleri ikram etti onlara. Hayal kırıklığına uğramıştı, gelen kurban eti değildi. 

Sütlü Börek (Selanik Tatlısı) ve Hayırlı Bayramlar

"Oğlu, yanında koşacak çağa gelince(Hz. İbrahim): "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. 

Çocuk da(Hz.İsmail): "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşeAllah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi."

(Saffat suresi 102.ayet meali)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
Kurban bayramına karmaşık duygularla giriyorum, inanıyorum sizler de aynı durumdasınızdır. Bir yanda dünyanın dört bir yanında müslümanlara yapılan zulümler, öldürmeler, bir yanda halkının büyük çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülkenin, İslam düşmanları ile birlikte müslümanlara karşı savaş hazırlığında olması...Rabbim encamımızı hayreylesin, kurban şuuruna erip bu uğurda canlarını, mallarını Rableri uğrunda hiç tereddüt etmeden kurban edenlerin adanmışlık bilincini, kurban bilincini hepimize nasip etsin(amin).
Bu mübarek günlerde ihmal edilmemesi gereken teşrik tekbirlerine dair açıklamaları BURADAKİ yazıda bulabilirsiniz.
Kurban tebriğime bir vesile sütlü börek tarifi ile beraberiz. Sütlü Börek diğer ismi ile ve daha çok bilinen adı ile Selanik tatlısı.

Kurban Bayramı Günlerinde Getirilen Teşrik Tekbirlerinin Hükmü Nedir?

Teşrik Tekbirleri​

Arafe gününün sabah namazından itibaren bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 23 vakit farz namazını muteâkib birer defa

اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ

"Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi'l-hamd"

diye tekbir getirilir ki, buna "teşrîk tekbiri" denir.Anlamı şöyledir: "Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur".
Tekbirlerin bu şekli Ali ve Abdullah b. Mes'ûd (r. anhumâ)'ya dayanır.

Tekbirlerin 23 vakit okunması Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'e göredir. Fetvâ da buna göre verilmiştir.

Ebû Hanîfe'ye göre, teşrîk tekbirleri arafe günü sabah vaktinden, bayramın ilk günü ikindi vaktine kadar olan 8 vakit farz namazlarının arkasından getirilir.