Pages

29 Eylül 2010 Çarşamba

BİTLENMEK BÜYÜK NİMET

     
      "Biz gökyüzünü, arzı ve ikisi arasındaki şeyleri bâtıl (boşuna) yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Artık ateş sebebiyle (azap edilecekleri için) inkâr edenlerin vay haline."
                                                                        (Sad suresi 27.ayet)

       İnsan kainata iman gözüyle bakar ve tefekkür ederse gerçekten hiçbir şeyin sebepsiz,boş yere yaratılmadığını görür ve anlar,bir bitin bile...Bunları bize anlatan çok şeyler görüyor ve duyuyoruz.
       Dün İkbal'in programında çıkan pozitif bilim uzmanı Dr.Hatice Er hanım çok ilginç şeyler anlattı,onu dinleyince Yüce Rabbimizin hiçbir şeyi iş olsun diye yaratmadığını,yarattığı her şeyin bizim faydamıza yaratıldığını bir kez daha idrak ettim.
       Bana en ilginç gelen ise bitlenmenin insan için ne büyük bir nimet olduğuydu.

       Hatice hanım mümkün olsa labaratuvar ortamında bit üretmek istediğini söyledi.Ayrıca bitlerin kimyasal ortamda ve kirli ortamda barınmadıklarını,tamamen doğal,kimyasal boya bulunmayan temiz saçlar arasında barındıklarını ve faaliyet gösterdiklerini anlattı.Bitler bile tabii ortamı seviyor yapay kimyasal ortamları istemiyor,Hatice hanımı dinlerken bitler bizden daha akıllı diye düşündüm.
       Aslında en küçüğünden en büyüğüne hayvanlar bile herşeyin doğal olanından hoşlanıyor,bunun için köydeki yavru kedimiz sütü çok sevdiği halde önüne konulan kutu sütüne ağzını değdirmedi,halbuki sütçüden alınan doğal sütü keyifle içiyordu. 
       Gelelim bitlerin bize nasıl büyük fayda sağladığına,sağlığımız için ne kadar önemli olduklarına;bitler kafa derisindeki kılcal damarlar aracılığı ile kanser hücrelerini yiyorlarmış,bu yüzden bitlenen insanların ya kanser olmadıklarını veya onlarda kanserin nadir görüldüğünü anlattı.
      İnsan bunları duyunca Rabbimizin nasıl hikmetle iş yaptığını,hiçbir şeyi gereksiz,boşu boşuna yaratmadığını bir kez daha idrak ediyor.Ayrıca doğal ortamdan uzaklaştıkça nasıl da dertlere düçar olduğumuzu sağlığımızın elden gittiğini anlıyoruz.Bize düşen herşeyin tabi olanını kullanmak,kimyasallardan mümkün olduğunca uzak durmak,tıpkı dedelerimiz,ninelerimiz gibi doğal yeyip içmek,kimyasal saç boyası veya hertürlü boyadan uzak durmak,mümkün olduğunca yiyecek ve içeceklerimizi evimizde hazırlamak,vb...
      Yazımı Üstad Necip Fazıl'ın şu mısraları ile tamamlamak istiyorum:
       KALMADI
       Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı;
       Dışa mıhlandı gözler,içe bakış kalmadı.

2 yorum:

  1. Hatice ciğim,
    Seni yeni tariflerle görmek ne kadar güzel, ama bir haber vermemişsin :( Şimdi Cahide den geliyorum, sana bir bakayım dedim:))
    Yeni temana bayıldım:) Çok pozitif ve şeker görünüyor, sahibi gibi...

    YanıtlaSil
  2. üstad söylemişse zaten son noktadır :)

    ikbali bende hergün olmasa da takip etmeye çalışıyorum..hele ki o saatte açıksa tv izleyecek başka hiçbişey yokk ( a ama günışığı nuriye hanım'ı da çok seviyorum bak şimdi hakkını yiyemem :))

    bit olayını ise kaçırmışım ama okuyunca şaştım resmen inanamadım yahu...

    subhanallah...

    YanıtlaSil

HERKES YORUM YAPABİLİR,
siteniz veya bloğunuz yoksa ,profil seçin bölümünden Adı/URL yazan kısma tıklayın ,Ad yazan kısma adınızı ve soyadınızı yazın,
(yorumlarınızda iki isim kullanmanız,aynı isimle yazan diğer kardeşlerimizle karıştırılmamanız için önemli)
URL kısmını doldurmasanız da olur,yorumunuzu yazıp,

" YAYINLA "

yazısına tıkladığınızda yorumunuz gelir,ilginize çok teşekkür ederim.